Edirne’nin Ağzının Tadı ARSLANZADE

Ana Sayfa » Lezzet Durakları » Edirne’nin Ağzının Tadı ARSLANZADE
Edirne’nin Ağzının Tadı  ARSLANZADE

0 Kişinin Defterine Ekli

29 Kişi Okumuş

Tarifi Favorilere Ekle

Edirne’de derin köklerden beslenen bir geleneğin en tutkulu temsilcilerinden birisidir Arif MERİÇ. Neşeli, coşku dolu kişiliği, mesleğine olan saygısı ve sevgisi ile Edirne’nin gönüllü kültür elçisi. Büyük dedesinin ismiyle yarattığı marka Edirne’nin tanıtımında çok özel bir yerde duruyor.

“Esnaflığın yarısı el mahareti, diğer yarısı tatlı dildir.” derler ya; mesleğiyle müsemma, şeker gibi, bal damlayan bir dili var. Onu tanıyanlar iyi bilirler; maharetli elleriyle hazırladığı şekerlemeleri, lokumları, macunları, hele ki o damak çatlatan “Kallavi”yi, kendi elleriyle dilinin altına yerleştirip tattırmadığı ünlü isim kalmamıştır herhalde.

Edirne’nin bal damıtılmış lezzetlerin izini sürüp, dilerseniz sizlerle ARSLANZADE’nin kapısını çalalım.

ARSLANZADE – Arif MERİÇ

Osmanlı’nın ikinci başkenti olan Edirne’nin, saray ortamının ve çok kültürlü hayatının birlikte yükselttiği, yöre mutfağının kendine kimlikli olan “helva ve şekerlemecilik” üzerine birikimlerinin günümüze taşınmasında önemli bir isim olan Arif MERİÇ; aynı zamanda Edirne’nin köklü “Helva Sohbetleri” geleneğinin de son temsilcilerinden birisi.

Mutfak erbapları şehirlerinin veya ülkelerinin gönüllü “büyükelçi”leridirler. Arif MERİÇ’ten bahsederken, sahibi olduğu ve sürekli geliştirdiği Arslanzade markası ile onun Edirne’nin tanıtımında gönlünü koyarak çalışan en etkin isimlerinden biri olduğunu söylemek yerinde olacaktır.

Onun başarı hikayesinin başlangıcı için eskiye gitmek gerekir. Bir çok başarı öyküsünde olduğu gibi onun da hikayesi işi mutfağında pişerek öğrenmekle başlar. 1974 yılında girdiği şekerlemecilik işinde önceleri helva üretirken bir yandan da büyük bir merakla soy köklerini araştırmaya koyulur. Markasına ilham olan büyük dedesinin yaşadığı dönemde tatlı üretimiyle uğraştığını bu araştırmaları sonucu öğrenir Arif MERİÇ. Köklerinin izinde yol alırken eski reçetelerin günümüze aktarılmasında, usta çırak ilişkileriyle yaşayan ustalardan lezzetlerin devşirilmesinde, o an farkında olmadığı kazanımlar elde eder.

Mutfağında piştiği yıllarda esnaflık geleneğiyle yürüttüğü işini, büyük dedesinin adını verdiği ARSLANZADE markasını 1999 yılında tescil ettirerek başka bir boyuta taşır. Günümüzde Edirne denince akla gelen, helva ve şekerlemecilik kültüründen lezzetleri, bazen eski reçetelerin peşine düşerek, bazense Ar-Ge çalışmalarıyla bir bir ürün gamına ekler. Edirne’nin turizm portföyündeki ufkunu iyi takip eden MERİÇ, bugün 15’e ulaşan şubelerini birbirinin peşi sıra açmaya başlar.

Fiziki şubeleşmenin yanında teknolojinin en büyük olanaklarından olan e-ticaret uygulamasını Edirne’de ilk uygulayan yine ARSLANZADE olacaktır. Böylece Edirne’nin damak çatlatan lezzetleri bir tıkla dileyen herkesin kapısına kadar ulaşmaya başlar.

Fakat ona bugün elde ettiği başarıyı getiren en önemli şey şüphesiz tatlı dili. Sanırsınız ki dilinin altında her daim lati lokum taşıyor da, tebessümle nikahlı çehresine oturmuş dudaklarından her kelam bal kıvamında damlıyor. Söz mümkünün mirasını öyle maharetle kullanıyor ki, zamanın ötesinden bir meddah gerçek hayatın sahnesinde sözcüklerini uçuruyor sanmanız pek olası.

Magazinin insanlara ulaşmaktaki gücünü iyi bilen Arif MERİÇ bu yolla da markasının ve şehrinin tanıtımına sağlam asılıyor.

Onu kah bir TV programında Edirne’yi ve Edirne lezzetlerini anlatırken, kah ulusal veya yerel basında görmeniz işten bile değil. Bu yolla siyasilerden sanatçılara, tanınmış ekran yüzlerine kadar tanışmadığı, kendi elleriyle dilinin altına Edirne’nin damak çatlatan lezzetlerini yerleştirmediği isim kalmamış. Şehri ziyaret eden sıradan turistler kadar, ünlü isimler de soluğu onun işletmesinde alıyor. Hani içlerinde onlarca isim saymak mümkün olabilir fakat sanırız ki en akılda kalanı, geçtiğimiz sene içerisinde, bazı sahnelerini ülkemizde çektiği “The Water Diviner” isimli filminin ön hazırlıkları için Edirne’ye gelen ünlü aktör Russel CROWE olmuştur.

Şehir tanıtımları ve lezzetleri üzerine ne kadar festival, fuar varsa ARSLANZADE bilin ki oradadır. Edirne’nin bilinirliğine taç takan “Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri”nde kazanlar dolusu Deva-i Misk Helvası ve diğer lezzetleri şehri ziyaret edenlere dağıtmak; bunu pek çok zaman diğer özel gün ve bayramlarda yapmak artık “Bir ARSLANZADE Geleneği” olmuş durumda.

Arslanzade’nin Damak Çatlatan Lezzetleri…

Arslanzade’nin ürün gamı oldukça zengin.

Hoş, artık üretimi karşılayacak miktarda badem bulmak zorlaşsa da, yörede yetişen bademler oldukça meşhur. Hal böyle olunca bademin başrolde olduğu lezzetler Arslanzade’nin portföyünde de kendini öne koyuyor.

Badem ezmesi –ismiyle müsemma- ilk akla gelen lezzet. Badem ununun şerbetle buluşturulup, mermer tegahlarda yoğrularak özleştirilmesi ile elde ediliyor. Şerbetindeki limonun ferahlığını tadarken duyabiliyorsunuz. Elde edilen ezme hamuru rulo halinde tezgahlara alınıp lokmalık dilimler halinde kesiliyor. Geleneksel üretim yanında çeşitli meyve formlarıyla special üretim de yapılıyor.

 

Kavala Kurabiyesi her ne kadar günümüzde Yunanistan’da kalan Kavala şehriyle anılsa da, yakın coğrafyaların kültür etkileşimleriyle bu durum anlaşılabilir bir hal alır. Halk arasında; “Edirne Kurabiyesi”, “Edirne Bademli Kurabiyesi” gibi adlarla da bilinen enfes bir lezzet. Bu lezzet Edirne’de öylesine bir yerde duruyor ki, günübirlik sınır turizmi yoluyla Yunanistan’dan ziyaretçiler bile ülkelerine Kavala Kurabiyesi ile döndüklerinde, sınırdaki gümrükçülerden bu lezzeti Edirne’den aldıkları için azarlandıklarını zaman zaman aktarırlar.

“Ülkenizden bir şehrin adıyla meşhur olan bu lezzeti ne diye Edirne’den alıyorsunuz ?”

Cevap çok basittir oysa : “Onlar daha güzel yapıyorlar.”

Bir de II. Murat Han’a Edirne’ye gelen Mısırlı bir şekerlemeci ustasının sunduğu “Deva-i Misk Helvası” var ki, o ne yüksek bir lezzettir. Devri saltanatında 41 çeşit baharatla hazırlanan Deva-i Misk’i günümüzde layıkıyla sunan yine Arif MERİÇ olmuştur. Onun sahiplenişi olmasaydı bu geleneksel lezzet günümüze ne denli taşınırdı, orası tartışılır. Kaldı ki; Hadise Sultan Macunu, Hürrem Sultan Lokumu isimleriyle akıllara yer ettirdikleri diğer geleneksel lezzetler de…

Tüm bu kurabiyeler, şekerlemeler, lokumlar, macunların yanında öylesine bir tanesi var ki; damak şenlendiren bambaşka bir lezzet. Kallavi Kurabiyesi

 

Kallavi aslında geleneksel formlardan uzaklaşmadan Ar-Ge çalışmalarıyla elde edilmiş ve Arslanzade markasına tescillenmiş bir çeşit kurabiye. Alışıldık kurabiye dokusundan daha yumuşak ve ıslakça olan Kallavi; fıstık, safran ve Edirne’nin karaçalı balından üretilen bir ürün. Safranın rengi ve büyükçe yapısı, içerisinde yağ,un ve tuz bulunmayışıyla kendine kimlikli bu lezzet taklitleriyle günümüzde Edirne’nin diğer şekerleme firmalarına da ilham olmuş durumda.

Edirne’yi ziyaret etmek için çokça bahane bulunabilir. Dönüşte sevdikleriniz için götürebileceğiniz hediyeler arasında ise mutlaka bu lezzetler yer almalı. Eğer ki şehri ziyaret etme olanağınız yoksa, Arslanzade güvenli ticaret ağıyla elektronik ortamdaki siparişlerinize cevap veriyor. Bunun için web sitelerini ziyaret etmeniz yeterli.

Fakat eğer ki Edirne’ye gelmişseniz, mutlaka Arslanzade’ye uğrayın. Bu lezzetleri tadın ve Arif MERİÇ’le mümkünse tanışmak istediğinizi de sözlerinize ekleyin. Bu derin kültürün köklerine dair, baldan damıtılmış öylesine bir sohbet sizi bekliyor olacak ki, bu da damaklarımız kadar ruhumuza şifa olsun.

Ziyaretçi Yorumları

Bu tarif hakkındaki ziyaretçi yorumları

Adınız - Soyadınız

E-Posta Adresiniz

Yorumunuz

language
Chinese (Simplified) ZH-CN English EN German DE Russian RU Turkish TR

Benzer TariflerSitemizdeki benzer tarifleri inceleyin

Çok Okunan TariflerSitemizde en çok okunan yemek tarifleri

Çok YorumlananlarSitemizde en çok yorum alan tarifler

Yemekpost.com genellikle öğündeki en ağır ve en doyurucu yemektir,

Tüm Hakları Saklıdır - 2020